We’ve updated our Terms of Use to reflect our new entity name and address. You can review the changes here.
We’ve updated our Terms of Use. You can review the changes here.

Nefisto

by Afrodeo

/
1.
40 Soru 01:51
• Başka bir ülkede doğmuş olmayı ister miydin? • Uğurlu sayın var mı? • En son ne zaman ağladın? • Unutulmaktan korkuyor musun? • Kendini ait hissettiğin bir şehir var mı? • Ezbere bildiğin bir şiir var mı? • Kaç çift ayakkabın var? • Keşke açılsaydım dediğin biri var mı? • Her şeyi gereğinden fazla mı düşünüyorsun? • Sahne korkun var mı? • Seviştiğin tüm insanların isimlerini hatırlıyor musun? • Yatmadan önce dua eder misin? • Özlediğin biri var mı? • Ölmesini istediğin biri var mı? • Kiminle sevişmek istiyorsun? • Unutulmaktan korkuyor musun? • En son ne zaman günlük tuttun? • Sağlıklı besleniyor musun? • Çocukları sever misin? • En uzun ilişkin ne kadar sürdü? • Hiç aldattın mı? • Hiç aldatıldın mı? • Uyku tutmadığında ne yaparsın? • Seçimleri adil buluyor musun? • Ortalama zekanın üzerinde misin? • Ne kadar cesursun? • Unutulmaktan korkuyor musun? • Aynaya baktığında gördüğün şeyi beğeniyor musun? • Yerinde olmak istediğin birileri var mı? • En büyük pişmanlığın ne? • En sevdiğin renk? • Sevdiklerine karşı tahammülsüz müsün? • Kendini özgür hissediyor musun? • Gelecek seni kaygılandırıyor mu? • Sırların var mı? • Şöhret olmak istiyor musun? • Haksızlığa uğradığını düşünüyor musun? • En son ne zaman sevildiğini hissettin? • Unutulmaktan korkuyor musun? • Korkuyor musun?
2.
Azize 03:13
Azizem, dudaklarının arasında var mucizeler Azizem, dudaklarının arasından ver mucizeler yirmilerin buhranında yakınlaştım Azize’yle pek gizemli sözleri ve bana benzeyen yüzüyle masa başında karaya vurmuş balık gibi kıvranırken bir gece çıktı karşıma dedi “bana bak” üstünü başını bir kenara at göldeki yüzünün kenarına yat kaleme sarılmadan bu suya iki kere bat Midilli’nin havası minicik bir pırıltı alacakaranlıkta bir yarasa kanadı kayalıklara vuruyorlardu sinüs dalgaları bir yunustum içlerinden geçiyordum halkaların ben inciyi değil inci beni arıyor periler yol kesip ceplerimi tarıyor parmakları dokundukça kirpiklerim yanıyor ben onları bilmesem de onlar beni tanıyor tek kişilik yataklarda serpilirdi nergisim ve üstüne basıp geçerdi densizin bir tanesi uzak ülkelerin kızıl saçlı prensesi geri gelmek isteyince bırakırdı küpesini küpeştede seyre daldım anıları yarınları seçemiyor ortasında yalanların limanların ışıkları yanıltıcı bakışların arasında dümen oldu yarasalar, anladın mı? her evin yedek anahtarını ceketinin ceplerine doldurup çekilişler ayarladın mı? köprülere vurulan asma kilitlerden asık suratına bir takım fallar anlattın mı? Oradan atladın mı görmeyince ilgi? Seni de korkutur mu fütursuz yenilgi Yılgılar yanılgılarla el ele belirdi Bedenim Azize’ye nefesli bir çalgı Kuklalarımı buluyorum monokram fotoğraflarımda Kulaklarımı tıkasam bile duyarım itirafları Masrafım ayrılıklarsa kardayım bu tutkularla İşinize gelmiyorsa hadi yıkın itilafları Dökün içime paragraflar ve sinematografları Damıtıcam içki gibi, azdırıcı, lafları Bak şatafat istiyordun, getirdim sahafları sana Sayfa sayfa öp yüzümü, beklerim araftayım
3.
Uzaklarda 02:37
Yine başladı Dürtmeye o eski öpüşler Unutmadım Aklımda hep kurduğumuz düşler Uzaklarda Aylar geçse de Bir siyah elbise Benimle alay eder içindeki her kimse Dününü silkelese Bunu işitse bile Yanıma gel dese de geriye dönmem Ne olur benim içimde mahsur kalmış tutsakları geri gönder Her yeni şarkım azad eder Kafeslerdeki kuşlar marşımı söyler Belki de dolaşırım gül tarlasında ben dizlerimi kanatmadan Yeni bir bedenle sevişirim Tam ortasında Gözlerimi kapatmadan Gidenlerin arkasından koyduğum yasaklarım Hasarlarım var Yerlerini bildiğim tuzaklarım var Uzaklarda
4.
Dikenlerin 01:30
Dikenlerin Batmıyor artık Batmıyor artık senin dikenlerin
5.
Karanfiller uzanıyordu istiflenmiş kumaşlarda Düşmanlarım hep güzeldi kaybettiğim savaşlarda Transparan kız Göl gibi sakin yüzü Telaşsız adımlarıyla kovalıyordu gündüzü Dijital bir tanrıçaydı ayçaların ortasında Pırlantalar gizliyordu lavantaların arkasından Transparan kız Ankaralı ofelya Gözlerinde kehribar, dudaklarında vanilya Ekranımda nefes alan bir kadın için yazılmış olabilir bu şarkı Uzaklarda, hiçbir zaman tanışmadığım Hiçbir zaman tanışmadığım Simgesi aşkın, öfkenin ve yalnızlığın Olsun demek ki bulamadım bu hissi başkasında Saatlerce otururum donuk bir resmi karşısında Transparan kız Tutku somutlaştı şimdi Kül olup saçılmak için hiçbir zaman geç değil
6.
Odamda yalnız bir akşam Elimde Kierkegaard, pikapta Jon Mark Ama ruhum çaçaron gocunmakta Dedi kalk ayağa komşulara bak – lan! Karşı bina ikinci pencere İçinde bir çift sevişiyor delice ve replikler yazıyorum ağızlara hece hece Üstüme yürüyor “Eski Oda” gece gece Karar aldım dışarı çıkmaya ve fiyakalı bir anıya figuran olmaya Süslenip püslenip yelkeni açtım İçimdeki şairi doğuran ortama Galiba ben buraya aitim Ruhumu soymaya pek müsaitim Loş ışıkta yüzler isimler İki soru soruyorum bahtıma dair Ne zaman, nerede Farklı girizgah, benzer hikaye Ve hemen hemen her zaman aynı netice Acemice vedalaşmalar DJ çabaladıkça batar iyice Okyanusta sonsuz ihtimal En çok da evimi ihtimaller yakar Hani muhtemel olan olmaz ya Kısa bir tahayyül canını sıkar Ama olsun serüven devam eder ve çıkar kalemine yeni malzemeler Bir limana varacakmış gibi yaşadığında Aşılacak bütün mesafeler Arzunun çocukları uyanır geceleri Şişeleri çevirir içince İki soru dadanır pencerelere Ezbere bilinen şarkı bitince Ne zaman, nerede
7.
Bazı müzisyenlerin, hayatları boyunca kendi şarkılarını üretmeye bir kez olsun yanaşmamış olmalarına rağmen, kendilerini ısrarla sanatçı olarak tanımlamaları ve buna ilişkin sürekli bir onay ve hayranlık beklentisi içinde olmaları beni irite ediyor. Ayrıca, bir enstrümana yıllarını vermiş, muhterem uğraşlar sonucu müziğin diline vakıf olmuş sanatçı özentisi insanların; ellerindeki bu kıymetli aracı, kendi hikayelerini anlatmak için kullanmamaları tuhafıma gidiyor. Üstüne üstlük bu insanlar gelip de, kendilerini benimle aynı kulvarda konumlandırıp, hatta cahilcesine üstten bakarak, benim müziğim hakkında ileri geri konuştuklarında; buna tahammül edemiyorum…
8.
Kırk Kalp 02:01
Kapının önüne koyulan ağacın elmasıyım, elmasım Dallar uzadı, havuzun içine düştüm, bayağı kalabalıktı Havuzun duvarlarını el birliğiyle yükseltiyorlardı Pis, neşeli bir mezarlıktaydım Yamalı gözler, gamalı haçlar Damalı bayraklar altında ziyafetler gördüm Üzümler üzümlere bakarak kararıyorlardı Ben kararmadım, çiğnendim, dışarı tükürüldüm Hüzünlendirir, istikbali Mide bulandırıcı işgalin Bir havyanın kaç tane yüzü olabilir Hangi söz yitik masumiyetini diriltebilir, söyle! İşine bak, işini yap, içine bak, keşfet İşine gelmeyince içini dökmeyene küfret Dört mevsim öfke, dört mevsim hayal kırıklığı Kırk kalbim var hepsi paramparça Kafamın içi darmadağın Dağın tepesiyim eteklerimde yangın
9.
Adımı yazın ulan bir kenara şimdi Elime koluma hakim değilim İçtim, sınırı geçtim Hatırla yüzümü, olur mu çocuğum Hareketlerine dikkat et çocuğum Kraliçe de benim kral da Tea Falco gibi girdim mekana LED ışıklar ve müzmin bekarlar Pist alev almış Renegade Master Beni görenin aklı türbülansta Dur- durun hadi beni güzelim N’olur – sanmıyorum Müptezhel’im Ben yeni düzeninizin yeni Sezen’i Kalbini zedelemeden kes sesini Kes! İçime atarım o biçim içerim açarım içimi geçerim içeri masaya çıkarım uçarım aaaaa!
10.
Feym 02:03
Kendime aynada verdiğim sözleri varınca da acaba yerine getirir miyim? Yetinir miyim? On sene sonra da geldiğim noktada kazanınca acaba kendimi bitirir miyim? Yitirir miyim? Dedi bana bana bırak bu işin gerisini İki kişi kaçıracağız onun uzay gemisini İmparatoriçe (haha!) zannediyor kendisini Bırak biraz oynasın da alsın hevesini Hesaplaşma ders bir, düşmanın olsun kibir Televizyonlar olmasaydı kim takardı kim bilir Ve belki ben de deliririm, masumiyeti kemiririm İçtenliğim kaybolunca kum saatini çeviririm
11.
E.S.K.E.Y.T. 02:05
Buradan uzaklaş artık sıkıldım Rüyama yaklaşma çok sıkıldım Zaten yeterince kalmadın mı Derhal uzaklaş aklıma takılma Çekmecelere bak bir şey kalmasın Ne kırmızı atkısı ne diş fırçası Zihninin oltası, yok bunun ortası Geçmişin hırkası üstünü tamamlasın Kalkıyoruz bak, tamam mısın? Kendine bir not yazar mısın? Eşyalara yüklenen anlamları tek tek yakmaya hazır mısın? Eli kolu bağlı bir canavara dönüşmüş, uykusuz kalmış, ağlamış, Uzaklaşmış, hiç acımadan kesmiş kıvırcık saçlarını Odamda hayalet avı Kovala bütün sonbaharı Topla yerdeki tüm sarı yaprakları Doldur bir kafese ve as tavana! Islak öpücükler Alev almış güller bitmekte gölgemde
12.
Beynim 03:18
Doldu tiyatrom, seyirciler duyarsız Ellerim arkadan bağlı, yok eden de yardım Yok eden bu önyargı, çığlığım umarsız Ki önceden de uyarmıştım, bir müddet dokunma bana Yere düşen dutları ağzına atmadan dokunma bana Bayağı makyajınla sakın yanıma sokulma Bir vazo aldım Dibine adımı yazdım İçini kelimelerle doldurup boşaltıp azdım Dedim acaba ne lazım, dedim acaba ne lazım? Tüküre tüküre çok yoruldu nefret etti ağzım Özümseyemediği düşüncelerle doldu tabula, taştı Metodlarla arası yoktu, yanlış arkadaştı Handan andan uzaklaştı En verimli günlerinde kaygılarla sallanırken o sası nefesi dışarı taştı, öff! Dijital uyuşturucularla kafamı boşalttığımı zannederken aksini eğlerim Sorumluluk bilincine sahip bir tembelim Çoğu zaman ertelediğimden yenilirim ve yenildiğimden elenirim Hiç doğmamışım sanki İçimi onla bunla doldurmuşum Hiçbiriyle doymamışım sanki Dürtülerde çelişki Üret – seviş – yaz – değiş Bir girdabın içindeyim de boğuluyorum belki Kelimeler kelimeler Beynimin duvarlarına asılı kelimeler Bana çocukluğumu hatırlatan kelimeler Yastık altında sakladığım kelimeler Halının altına süpürdüğüm kelimeler Henüz anlamını bilmediğim, beni heyecanlandıran kelimeler Bana aşkı çağrıştıran kelimeler Ölümlülüğü çağrıştıran kelimleler Serbest çağrışımla kapıyı çalan kelimeler Göl!
13.
27 02:25
Olmuyor, yıkılmıyor kolay Duvarlar Kendimi bıraktığım zaman Duyarlar Köprünün birindeyim, nehir bugün düşünceli Üzüntülerin deltasında kıvranan örümceğim Yumurtalarım kayıp, dilenmekse ayıp Hala şöhret için ruhumu satışa koymamak mı garip, Sence ne yapsaydım? Suratıma asma kilitler mi vursaydım Salakların alkış yağmurlarında mı yıkansaydım, ha? Politikalarınızı izlemedim Çırılçıplak soyunurken heyecanımı gizlemedim Hoş geldin! (hoş bulduk!) Aza kanaat etmedim Önüme düşenlerdense peşine düştüklerimi yedim (radyolarda çalmıyorlar), böyle bir şey söylemedim Gözden ırak bir yıldızım, sahne yaşım 27 (27!) 70 küsür kilogram bir çuval bıraktım Tuna’ya Ben olduğumu zannedenler başladılar ağlamaya Yansımama inanmasam meraklıyım atlamaya Utanacak bak arkamızdan atlamayan

about

Albümlerime, geçirdiğim dönemleri kaydettiğim hatıra defterleri olarak (da) bakıyorum. 2015'ten beri internete yüklediğim kayıtlar bana geçmiş mevsimlerin aşklarını, ayrılıklarını, hayal kırıklıklarını ve daha türlü türlü deneyimleri hatırlatıyor.
Nefisto, fikir olarak karantinada doğmuş ve karantinada sonlanmış bir albüm. Herkesin farklı hallerde deneyimlediği korona günlerinin bir ürünü olsun istediğim bu çalışmayı, hatta sırf zaman bakımından dışarı taşmaması için biraz aceleye getirdiğimi ve bilinçli olarak kirli bıraktığımı söyleyebilirim.
2015'te yayımladığım "Becoming Werther" adlı çalışmamda Goethe'nin "Genç Werther'in Acıları"nın nefesi vardı. Nefisto'da ise "Faust"a uğradım. Albümün başlığı ile ilgili iz sürmek isteyenlere bu bilgi yeterli olacaktır.
Albümü yapım aşamasındayken dinleyip, dönütleriyle rötuşlarıma fikir veren utku'ya ve manuel'e teşekkür ediyorum.
Herkese sevgiler&çiçekler!

credits

released July 24, 2020

all tracks written/produced/mixed by afrodeo
+ the cover "art"

license

all rights reserved

tags

about

Afrodeo Vienna, Austria

монтаж

contact / help

Contact Afrodeo

Streaming and
Download help

Redeem code

Report this album or account

If you like Afrodeo, you may also like: